AĞLAYAN DEVE


Her fotoğrafın bir hikayesi vardır ve her hikayenin bir anlatıcısı…
Ben mi ?
Bense bu deve misali hiç bitmeyen yolculuğu olan , kadrajına takılan anları ölümsüzleştiren sıradan biriyim.O halde misalimi şu şekilde değiştiriyorum. Varsayalım ki ben gerçekten bir deveyim . Sandığınız gibi hörgücümde su depolamıyorum .Aç kaldığımda beslenebileceğim bir yağ kütlesi depsrc=oluyorum.
Tek seferde 90 litre su içip bir günde 100 km yol yürüyebiliyorum .Ayaklarım çöl koşullarına olduğu kadar kar koşullarına da elverişli ve sütüm ineklerin sütünden 3 kat daha faydalı.
Ayrıca sinirlendiğimde tükürüyorum.        
Nesilden nesile anlatılan bir efsaneye göre , bir deve eğer yavrusunu emzirmeye karar verirse gözyaşı dökermiş.Gobi çölünde geçen  ‘Ağlayan Deve’ filminde ; Moğol bir ailenin devesi doğum yapıyor . Anne deve kabul etmiyor yavrusunu , emzirmek istemiyor.Aile çözümü bir kemancıda buluyor.Müzisyen müthiş birşey yapıyor , telli çalgısını hayvanın hörgücüne asıyor. Enstrümanın arkası koca göğsüne yaslanıyor devenin .Herkes susuyor.Deve nefes aldıkça heybetli soluğu göğsünü titreştiriyor.Çalgı çalmaya başlıyor.Öfkenin sesi geliyor kulağına , deve şaşırıyor.Sakinleşmeye başlıyor nefes nefes.Sonra deve ağlamaya başlıyor.İç çekerek ağlıyor.Yavrusunu yanına getiriyorlar , sarılıyor, ağzının yanıyla seviyor.                          
Yarı belgesel niteliğindeki bu yapıt izlenmeye değer.


 
AĞLAYAN DEVE

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bill Clinton'un Yanındakini Tanıdınız mı?

Trump'tan Çarşaflı-Türbanlı Paylaşım