Zincirler Kırıldı

Ah Ayasofya ah! Ayasofya camiinin tarihsel bilgileri ile sizleri sıkmak istemiyorum. Zira son
yıllarda neredeyse her yıl mayıs ayı ile başlayan İstanbul’un fethi anma töreni hazırlıkları ile
kıvılcım çakan 85 yıllık özlem ateşi; Ayasofya müzesinin tekrardan camiye dönüştürülme
çabalarını bir sonraki bahara bırakarak 2020 yılına gelmiş olduk. Aslında çok değil daha geçen
yıl Cumhurbaşkanımız Sn Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ayasofyanın açılması için önce tüm
camileri doldurmalıyız, ayrıca çok önemli süreçlerden geçerken böyle bir hassas konunun
açılması ülke olarak yarardan çok zarar verir” Mealindeki açıklamaları ile Ayasofyanın cami
olarak tekrardan açılması heveslerini uzak baharlara atmıştı.
70 li yılların geçliğinin sokaklarda hep bir ağızdan günümüze kadar taşıdığı “Zincirler
Kırılsın Ayasofya Açılsın” sözü, artık eylemsel bir hal alması gerektiği hususunda tüm
vatandaşların beklentilerini arttırmıştır. Peki Ayasofyayı kim açmıştır. Pek tabiidir ki cevabınız
Sn Recep Tayyip Erdoğan olduğunu duyar gibiyim.
Evet Sn Cumhurbaşkanımızın hem zamanlamadaki hem de usulündeki strateji dünya
devletlerinin idarecilerini şaşkına çevirmiş olduğu, Ayasofya nın Cami olarak yeniden açılması
uzun yıllardır önümüze sürülen dış politika dosyalarının gizli gündemdeki yeri ile
stratejilerimize diyet olarak koymaktan yorulduğumuz bir uluslararası bir kambur olmuştur.
Şimdi sorumuza tekrar gelmek ister siek; kim açtı Ayasofyayı?
Ayasofya 1935 de ne için, neye karşılık, ne diyetine karşılık müzeye dönüştürülmesine
bakmaksızın, son yılların yanı 1960 yıllardan sonra tabirimi mazur görün efendiler lütfen,”
Avrupa Birliği mamasını gösterip uzun yıllardır bizi kontrol etmeye ve istediklerine izin verip
istemediklerine izin çıkartmayan batılı dostlarımızın ülkemizin elini kolunu bağlayan bir
yönetimle özgür ve tam bağımsız olamamamıza neden olmuştur.” Ayasofya kararı tamda bu
pencereden bakıldığında aslında çok basit bir idari işlemle tesis edilmesi mümkün olmakta
iken yukarıda bahsettiğim sebeplerle zircirlerimizi kırmamızı ilk önce kendimiz istememişiz.
Vee.. özellikle One Munite sözünden sonra Recep Tayyip Erdoğan’nın artık hiçbirşey eskisi
gibi olmayacağını tüm dünya öğrenmeye başlamıştı. Peki Avrupa Birliğine girebildik mi, Bizi
dahada ötekileştirmediler mi? Özellikle son yıllardaki Hem Suriye de hemde Kuzey Irak
bölgesinde bölücü terör örgütü PKK ve YPG başta olmak üzere DEAŞ gibi örgütlere karşı çok
başarılı operasyonlar gerçekleştiren devletimiz, Savunma Sanayii ve diğer harp silahlarındaki
kendi üretimizmiz ile dünyaya parmak ısırtan hale gelişimize şahit olmuş olan düşman ve
dost ülkeler, güçlü ve gittikçe daha da güçlenen Türkiye ye saygı göstermeyi ister strateji
değişikliği ile ister gerçekten isteyerek yapmış olmaları bizim başarımızdır.
İşte tüm yukarıda anlatmaya çalıştığım mesele den dolayıdır ki; Ayasofya yı Recep Tayyıp
Erdoğanın israrı ve kararlılığı sonucunda Cami olarak açan Batılı dostlarımızdır! Nasıl ki Kötü
komşunuz sizi ev sahibi yapar , bizide uzun yıllardır AB ile kandıran batılı dostlarımıza , 1935
de oynasınlar diye verdiğimiz oyuncağını geri almamıza sebep olmuştur.
Bu bakış açısı ile zannedilmesin ki İstanbulun Fethi, kılıç hakkı, Müslüman devletin fethi ve
fethi sonrası süreçleri, Sultan Fatihin Vakfiyesi ile vasiyeti , Danıştayın İptal Kararı gibi
derinliği ve manevi ağırlığı ve hukuki yaptırımı çok olan kavramları es geçerek yukarıdaki
bakış açısı ile ürettiğimiz stratejik açılımla Ayasofyanın müze olması kararının iptal edilerek
Ayasofya Camiine dönüştürülmesi açıklanmıştır.
Ayasofya Camii her anlamda ülkemize tam bağımsızlık yolunda ve dirayetli yönetim
doğrultusunda yeni derinlikler açıp yoluna daha güçlü emin adımlarla ilerlerken Gazi Mustafa
Kemal ATATÜRK ün hedeflediği muassır medeniyetlere yaklaştırmıştır.
Türk Milleti tarihten almış olduğu güç ile Zincirlerini kırmış Ayasofya yı açmıştır. Hayırlı olsun.
Zincirler Kırıldı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bill Clinton'un Yanındakini Tanıdınız mı?

Dua Lipa'dan Challenge Accepted Desteği